Her geçen sene kendimi ne kadar geliştirdiğimi düşünsem, artık tamam ben oldum dediğimde karşıma bana yepyeni şeyler öğreten yeni engeller ve zorluklar çıkıyor. Eminim siz de yaşıyorsunuzdur; her yeni iş değiştirdiğimizde, yeni bir pozisyona geçiş yaptığımızda ya da hayatımızdaki değişikliklerle kendimiz hakkında sürekli yeni şeyler öğreniyoruz.
Ancak herkes bunu öğrenme fırsatına çevirebilenler kadar talihli olamayabiliyor. Bunun temel sebeplerinden birisi de eksik yanlarının karanlıkta kalması olduğunu düşünüyorum. Peki zihnimizin içinde kalan kör noktalar nelerdir ve bunları aydınlığa çıkartmak için neler yapmamız lazım? Gelin birlikte tartışalım.
Zihnimizdeki karanlık noktalar ve bunların keşfi
Stereotiplerle doğmuyoruz. Yazılımcı dediğimizde aklımızda, belki de karikatürize olan bir görsel beliriyor. Ancak bu elbette ki doğduğumuz anda bir alın yazısı gibi değil, yıllar boyunca çevremizi ve karşımıza çıkan insanları gözlemleyerek kendi kendimize girdiğimiz kalıplardan kaynaklanıyor. Daha sonra kültür, din, ahlak, aile vb. kavramlar üzerine inşa ederek kendi stereotiplerimizi oluşturuyoruz. Bundan sonra da içselleştirme kapasitemiz sayesinde bir çok farklı istek ve davranışımız baskılanmaya başlıyor. Hatta öyle ki kendimizi bir bütünün parçasıymış gibi hissetmek adına bazen kendimizden ödün vererek bu bütünün istediği kişiler olmak için çabalıyoruz.
Blind Spot kitabında Banaji ve Greenwald, işte bunların farklı topluluklara, gruplara ya da belli şekilde davranış gösteren insanlara karşı farkında olmadan ön yargılarımızı oluşturduğunu anlatıyor ve bunun da ister istemez o gruplara karşı davranışlarımızı şekillendirdiğinden bahsediyor.
Banaji ve Greenwald bu önyargıların tespiti için Implicit Association Test (IAT) adı verilen bir testin etkilerini ölçmeye başlıyorlar ve kendileri için bile çok şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşıyorlar. Bu testi siz de kendiniz için Harvard Üniversitesi’nin websitesinden yapabilirsiniz. Banaji, kendini feminist olarak tanımlayan bir kadın olmasına rağmen testte erkekleri çalışmakla ve kadınları da ev işleriyle ilişkilendirdiğinin farkına varıyor. Bu elbette içinde büyüdüğü aile ve toplumun farkında olmadan ona öğrettiği kendi içindeki normlardan ve ister istemez zihninin bu alanda yarattığı karanlık noktalardan kaynaklanıyor.
İşte karanlık noktaların farkına varmak ya da karanlık noktalarının olabileceğini düşünmek bile başlı başına bir liderin her zaman aklında bulundurması gereken önemli bir husus. Hatta bunu işe alım, performans görüşmeleri gibi karar verme mekanizmalarına uydurmak da firmanın ve yöneticinin insiyatifindeki önemli bir adım.
Peki nasıl engelleriz?
Öncelikle iş yerindeki karar verici grubun, yani liderlerin, içinde çeşitliliğin sağlanması ve daha sonra da bu çeşitliliğin işe koyulabileceği bir sistemin düşünülmesi şart. Biliyorum fazla soyut konuştum ama merak etmeyin bunu örnek vererek biraz daha açıklayacağım.
Örneğin işe alım sürecine bakalım. Eğer görüşmeyi yapan kişilerin hepsi 30 yaş altı erkeklerden oluşuyorsa, bu süreçteki herkesin tamamen iyi niyetli ve açık görüşlü olduğu senaryoda bile önyargılı sonuçlar çıkacağı kaçınılmaz. En azından Banaji kitabında bunu söylüyor. Eğer bunun önüne geçmek mümkün değilse bile karar verme sürecinde bu önyargıları sınayacak bir kademenin daha yer alması gerekir. Örneğin başka bir departmandaki kadın bir yöneticinin karar sürecine dahil olup burada sorular sorarak görüşmeyi yapanların kararlarını sınaması ya da verilen geri bildirimlerin objektif olup olmadığını ve görüşme sırasında topladığı sinyallere dayalı olup olmadığının eleştirilmesi gibi. Örneğin “Verdiği cevaptan tatmin olmadım” diyen birine “Seni tatmin olmayan hangi kısmıydı? Neyi duymayı tercih ederdin de duymadın?” gibi sorular sormak gibi.
Benzer şekilde performans görüşmesi sürecinden sonra yine başka yöneticilerin de birbirini sınaması, tüm firmadaki denk rollerdeki kişilerin davranışlarını karşılaştırması buradaki önyargıları elemek adına iyi bir adım olarak görülebilir.
Bu gibi adımlar atıldıktan sonra bu süreçlerdeki iyileştirmelerin hepsi aslında sürece dahil olan herkes için paha biçilmez bir öğrenme fırsatına dönüştüğü gibi kişilerin bakış açılarını da genişletmek için faydalı bir araç görevini üstlenir.
Özetle; kabul etmemiz lazım: Hepimizin zihninde kör noktalar var. Bunun aksini söyleyenler kendilerini bu söylediğimin ispatına adeta aynada bakmış kabul edebilirler. Eğer ön kabullenmemiz bu önyargılara sahip olduğumuz olursa, süreçlerimizi buna göre tasarlama fırsatını değerlendirebiliriz. Böylece her adımımızda hem kendimizle ilgili yeni şeyler öğrenir hem de kendimizi geliştirme fırsatı yakalarız.
Evet, sıra geldi odadaki file. Bir süredir yazılar yazmaktan geri kaldığımın farkındayım. Ancak bu süre boyunca kendimi geliştirmek ve hayatımdaki sonraki adımları değerlendirmek için kendi içimde ufak bir yolculuğa çıkmıştım. Bu sürede vardığım noktada, bu yolculuğun hayatımın geri kalanı boyunca devam edeceğini anlayabildim. Ancak gideceğim yol neresi olursa olsun, yazılarımın size fikir vermesi yanında bana da çok şey kattığının farkına varmış oldum.
Bu yüzden yine, olabildiğince düzenli, bir şekilde yazılarıma devam edeceğim. Bu sırada odaklanmak istediğim teknik yöneticilik eğitimi planlamalarına da devam ediyorum.
Dediğim gibi, yaşadığımız buhranlar, eksikliklerimiz ve her ne olursa olsun karşımıza çıkan her zorluk bize yeni şeyler öğretiyorlar. Benim gibi öğrenmekten, öğrendikçe ve anladıkça mutluluk duyan herkese selamlarımı gönderiyorum. İyi ki varsınız.
Bu arada Teknik Lider Eğitimi başlıyor! 🎉 Detaylar için sizi şöyle alalım 👇